Sözcü yazarı Öztürk: Bakanlığı döneminde yaşanan Yenidoğan skandalı için Fahrettin Koca’nın hiç anlatacak bir şeyi yok mu?
“`html
T24 Haber Merkezi
Eski Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca‘nın altı yıl sürdürdüğü bakanlık görevini ele alan Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Yenidoğan Çetesi skandalının Koca’nın bakanlığı döneminde patlak verdiğine vurgu yaptı. Öztürk, yapılacak soruşturmaların Sağlık Bakanı tarafından talimatlandırılması gerektiğini hatırlatarak, “Olayların yıllarca devam etmesine rağmen, Fahrettin Koca’ya neden gecikme yaşandığı sorulmadı; bakanın da duruma ilişkin bir açıklama yapmadığı dikkat çekici,” dedi. Öztürk ayrıca, “Bakanlık dönemi boyunca yaşanan bu skandal hakkında Koca’nın hiçbir şey mi söylemeyeceği?” sorusunu gündeme getirdi.
Öztürk, yazısında şu noktalara değindi:
“Fahrettin Koca, kendi isteğiyle değil, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24 Kasım 2023 tarihli yazısı üzerine olayın soruşturulması için müfettiş görevlendirildi. Dosyada gizlilik kararı bulunduğundan, 3 Eylül 2024’te belgeler ve telefon kayıtları Sağlık Bakanlığı’na teslim edildi. 16 Eylül 2024’te uzman görüşü alındı; bu raporda, 11 bebeğin ölümüyle ilgili hastanelerdeki sağlık ekiplerinin dikkatsizliği belirtildi. Uzman raporu, Teftiş Kurulu tarafından Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi ve ardından 28 Eylül’de müfettişler 5 bin sayfalık raporu bakanlığa sundu. Memişoğlu’nun bakanlığı sürecinde, 18 Ekim 2024’te hastanelerin kapatılması kararı alındı. Bu alandaki gelişmeleri başka bir yazımda ele alacağım.”
“Zamanında neden incelenmedi?”
Sağlık Bakanlığı verileri, hangi hastanelerde kaç doğum gerçekleştiğini ve kaç tanesinin yenidoğan bölümüne alındığını gösteriyor. Tüm bu bilgiler mevcutken neden gerekli incelemelerin yapılmadığı sorgulanıyor?
Eski Bakan, TBMM’ye çağrılırsa bakanlığı dönemiyle ilgili yöneltilen eleştirilerin dikkate alınması gerektiği ortada. Yanlışlara göz yummak yerine, bu olayların neticesinin açığa çıkarılması için harekete geçilmelidir. Daha fazla sessizlik dönemi olmamalıdır. Fahrettin Koca’nın, bakanlık döneminde yaşananlarla ilgili söyleyecek bir şeyi var mı?
Yazının tamamı için buraya tıklayın.
Olayın Arka Planı İstanbul’da gereksiz yere özel bir hastanenin yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin, ihmalkarlık nedeniyle hayatını kaybettiği iddia edilmişti. Bu konuda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı ve operasyonu yürüten savcı Y.E., makarımdan tehdit edildi. Bu olaylar kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açarken, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 22’si tutuklu 47 kişi hakkında iddianame hazırladı. İddianamede Neler Var? İddianamede, şüphelilere “kasten öldürmenin ihmal suretiyle işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplam 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 ay hapis cezası talep ediliyor. Ölen 10 bebek “maktul” olarak listelenirken, 5 kişi “müşteki” statüsünde yer aldı, Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü “suçtan zarar gören” olarak kaydedildi. Ayrıca, 19 hastane ve sağlık şirketi “malen sorumlu” statüsünde yer aldı, 47 kişi ise “şüpheli” olarak belirlendi. Doktor Fırat Sarı’nın liderlik yaptığı iddia edilen suç şebekesinin, hastanelerdeki sağlık sistemini manipüle ederek SGK’dan maddi kazanç sağlamayı amaçladığı belirtildi. Uzman raporunda, 10 bebekten birinin ölümüne yol açan tıbbi eksiklikler tespit edildi. Örneğin, A.K. adındaki bebeğin solunum sorunu yaşadığı sırada entübasyon işleminin geciktiği ifade edildi. Hastanede bulunması gereken Dr. D.E’nin o esnada görevde olmadığı da kaydedildi. Yenidoğan yoğun bakımda ihmal iddiaları Özellikle, 6 aylık bir bebeğin doktoru olmayan bir yenidoğan yoğun bakıma sevk edildiği ve burada hemşirenin kendi başına müdahalelerde bulunduğu kaydedildi. Bu durumun yanı sıra, hastalara kalp masajı yapılırken, doktorların bulunmaması nedeniyle olayların örtbas edilmesine yönelik inceleme yapıldığı da belgelenmiştir. Ö. H. isimli bebek için de benzer ihmal iddiaları gündeme geldi. Hemşireler, olay anında gerekli tıbbi müdahaleleri yapmamış ve talimatları yanlış yönlendirmişlerdir. Telefonda yapılan şok edici konuşmalar İddianamede ortaya çıkan bazı telefon konuşmalarında, şüpheliler arasında hastaların sevdikleriyle hasta bakımı ve denetimler üzerinde görüşmelerin yapıldığına dair notlar alınmıştır. Örneğin, şüpheli Hakan Doğukan Taşçı’nın, yoğun bakım şartlarını eleştirirken yaptığı konuşmalar, usulsüzlük iddialarının arttığına işaret etmektedir. Yenidoğan çetesi: Önceki bilgilerde şüphe var Şüpheli Mehtap Sayar’ın, diğer şüpheli Hasan Basri Gök ile gerçekleştirdiği konuşmada, çocuk hastalarının uygun bir tedavi almadığını ifade etmiştir. Bu durum, tedavi sürecindeki eksikliklerin planlı bir şekilde yapıldığını göstermektedir. Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan Yanıt: Böyle Bir Şey Yok Ailelerin Tanıklığı İddianamede, bebeklerini kaybeden ailelerin o dönemde yaşadıklarını aktaran ifadelerine de yer verilmiştir. Bir aile, hastaneye giderken yaşadıkları zorlukları, doktorların yetersizliğini ve doğum sürecinde karşılaştıkları sorunları dile getirmiştir. “Bebeğimizi kaybettik” Ailelerden birisi, hastanede başlarına gelenlerin korkunçluğunu anlatarak, bebeğinin ölüm haberini almanın ne denli zor olduğunu ifade etmiştir. Olayların Ortaya Çıkışı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli bir doktor, Ocak 2023’te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvurarak bu çeteyi tespit etti. Özel hastanelerde gecikmeye neden olan eksiklikleri fark ederek durumu rapor etti. Mahkeme Süreci İddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen’in çeşitli suçlamalardan 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası istenirken, Gıyasettin Mert Özdemir için ise 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis talep edildi. İddianame, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendiriliyor. Tehdit Edilen Savcı Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E, yürüttüğü soruşturmalar sırasında bazı şüpheliler tarafından tehdit edildi. Bu duruma ilişkin ayrı bir soruşturma da başlatıldı ve birkaç kişi gözaltına alındı.
|
“`