Kızılarık ve Yeşildere’de tahliye tebligatına tepki: ‘İşgalci değil hak sahibiyiz’
ANTALYA – Antalya’da Kızılarık ve Yeşildere mahallelerinin vakıf mülkiyeti sorunu nedeniyle tahliyesine karşı hukuk mücadelesi veren bölge sakinleri ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler, topladıkları 200 imza ile Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne başvurdu. Müdürlük önünde yapılan açıklamanın ardından mahalle heyeti, Vakıflar Bölge Müdürü ile bir görüşme gerçekleştirdi.
80 YILDIR DEVAM EDEN SORUN
Kızılarık Barınma Platformu’nun sözcüsü avukat Engin Akbaba, bölge halkının yaklaşık 80 yıldır sürdürdükleri hak arayışını şöyle özetledi: “Bizler kiracı veya işgalci değil, hak sahibiyiz. 150 yıldır, atadan, dededen bizim olan araziler, 1947 yılında başlayıp 60 yıl sürdükten sonra 2007 yılında biten davalarla elimizden alınıp tapuda Sadrazam Kuyucu Murad Paşa Bin Abdüsselam Vakfı adına tescil edildi. 2009 yılından beri kendi arazilerimize ecri misil adı altında kira ödüyoruz. Kendi toprağımızda yabancı durumuna düşürülmeye çalışılıyoruz. Öz yurdumuz olan Kızılarık’ta bize, işgalci ya da kiracı gibi sıfatlar yakıştırmaya çalışıyorlar. Bunu asla kabul etmiyoruz.”
ÇİFTE STANDART TEPKİSİ
İmar problemlerinin çözümü konusunda bölgelere göre çifte standart uygulandığını savunan Akbaba, şunları söyledi: “Antalya’nın çeşitli mahallelerinde, özellikle Kepez ilçesinde yaklaşık 10-15 yıllık kökeni olan mahallelerde vakıf arazileri hak sahiplerine verilmişken; 150 yıllık Kızılarık’ta, toprağın gerçek sahipleri evlerinden, yuvalarından çıkarılmak, köksüz, kültürsüz, evsiz bırakılmak isteniyor. Peki diğer mahallelerde tapular nasıl verildi? Kepez Belediyesi’ne bağlı mahallelerde bu sorun nasıl çözüldüyse, 150 yıldır üzerinde oturduğu toprağın gerçek sahibi olan Kızılarık Mahallesi’nde de bu sorun aynı yöntemlerle kolayca çözülebilir. Seçimden sonra değil, şimdi bu işin çözümü için adım atılmasını talep ediyoruz.”
VAKIFLAR VE HAZİNE TAKASI
Akbaba, AK Partili Kepez Belediyesi’nin faaliyet alanında, benzer imar sorunlarının çözümü için uygulanan yöntemi de anlattı: “4706 sayılı yasa gereğince Vakıflar Bölge Müdürlüğü, üzerinde ev bulunan arazilerin emlak değerini tespit ettikten sonra Emlak Bölge Müdürlüğü’ne müracaat ederek, kendi arazisi değerinde arazi veya taşınmaz ile trampa yani takas talep etti ve karşılıklı protokol imzaladı. Vakıf arazileri hazineye, hazine arazileri karşılık olarak vakıflara geçti. Hazine de vakıflardan aldığı arazileri, üzerindeki hak sahiplerine satılmak kaydı ile ilgili belediyeye devretti. Belediye, en fazla 5 yıl ve 5 taksit hakkı tanıyarak, hak sahibinin, taşınmaz bedelini hazine adına tahsil etti ve tahsil ettiği bedeli hazineye aktardı. Bu meselede belediyenin rolü sadece bir köprü vazifesi olmaktır.”
İNŞAAT PROJESİ İPTAL EDİLDİ
Avukat Akbaba, “Vakıflar Bölge Müdürlüğü, vakıf arazilerinde kaldığı iddia edilen ve en yenisi 50 yıllık olan 332 haneden 5’ine 18 Eylül 2023 tarihinde tahliye ve yıkım emri gönderdi. Yaklaşık 150 yıl önce Toros Türkmenlerinin Toros Dağları’ndan inerek yerleşmeye başladığı, Antalya’nın en kadim mahallelerinden biri olan Kızılarık ranta açılmak istendi. Dede mirası olan topraklarımızın, evlerimizin elimizden gideceğini ancak o zaman anladık ve mahalleliler olarak bir araya gelerek örgütlü mücadeleye başladık. Vakıflarla, belediye ve çeşitli kurumlarla görüşmeler yapıldı. Nihayetinde, Vakıflar Bölge Müdürlüğü 18 Ekim 2023 tarihinde gönderdiği tebligatlarla 5 hanenin yerine yapılacak inşaat projesini iptal ettiğini bildirdi” diye konuştu.
‘GEÇMİŞİMİZ BETONLAŞMASIN’
Bu karar üzerine 200 imza ile vakıfların hazine ile trampa işlemlerini başlatması talebiyle hazırladıkları dilekçeyi 7 Kasım 2023’de Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne verdiklerini söyleyen Akbaba, “Ancak halen Emlak Müdürlüğü’ne bu trampaya ilişkin bir müracaatın olmadığını öğrendik. Barınma hakkımızın yerel seçimlere kadar oyalama yapılarak bekletilmesini, yerel seçimlerden sonra ise yine yıkım tehdidi ile baş başa kalmayı istemiyoruz. 150 yıllık mahallemizin inşaat ve rant alanına çevrilmesi, kültürünün, geçmişinin, meyve bahçelerinin yok edilmesini, betonlaşmasını istemiyoruz. İstediğimiz tek şey; sahip olduğumuz arazilerin tapularıdır. Vakıfların hazine ile görüşmesini, bölgemizi bir an evvel resmi statüye kavuşturmasını ve bu konuda bir protokol imzalanmasını istiyoruz.” (DUVAR)